Iklim krizine türlerin yok olmasına eşitsizliklere karşı daha adil bir dünya istiyoruz
25 Haziran'daki, G-7 Münih Zirvesi’ne karşı büyük yürüyüş !
Alman Hükümeti; Haziran ayı sonunda düzenlenen G7 zirvesine; önde gelen sanayileşmiş ülkelerinin devlet ve hükümet başkanlarını kabul edecek. Onlarla, kamuoyunun gözlerinden uzak, Garmisch-Partenkirchen yakınlarındaki Elmau Kalesi'nde buluşacaklar. Ama biz, on binlerce insan; onlara karşı sesimizi yükselterek, bu vesile ile onlardan, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşından dersler çıkarın; bizi; “petrole, gaza ve kömüre olan bağımlılığımız” dan bir an önce kurtarın” diyoruz. Ayrıca, “İklim krizine ve türlerin yok olmasına karşı” daha tutarlı davranarak, artık “açlık, yoksulluk ve eşitsizliklerle” mücadele edin” diye de haykırıyoruz.
Ortak güvenlik hedefine bağlı kalarak, aktif bir barış politikası çağrısında bulunuyoruz. Sosyo-ekolojik bir dönüşüm ve verimli bir refah devleti için daha fazla mali katkıya ihtiyacımız var. Ayrıca bugüne kadar olduğundan daha fazla bir fon, “krizleri önlemek, sivil anlaşmazlıkları yönetmek, kalkınma işbirliklerini geliştirmek “ vs.gibi, insani yardımların artırılması için ayrılmalıdır.
İklimi ve biyolojik çeşitliliği koruyun!
2020'ler, bir iklim felaketini ve türlerin devasa yok oluşunu hâlâ önleyebileceğimiz, son on yıldır. Sürdürülebilir olmayan ekonomik sistemleriyle G7 ülkeleri; bu iki krizin bu kadar şiddetli tırmanmasında büyük sorumluluk taşıyorlar. Bu yüzden artık eski rotalarını değiştirmeleri, fosil yakıt kullanmayı ve doğayı yok etmeyi terketmeleri gerekiyor.
Bu nedenle; G7 ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları şunları demeli ve acilen sağlamalıdırlar:
- Önümüzdeki 20 yıl içinde kömür, petrol ve gazın yakıtlarını tamamen ortadan kaldırıyoruz ve iklime zarar veren enerji sübvansiyonlarını azaltıyoruz. Bunun yerine, tamamen yenilenebilir bir enerji arzına, ekonominin karbondan arındırılmasına ve enerji verimliliği ve tasarrufuna yönelmeliyiz.
- Şehirlerimiz daha yaşanabilinir, ülke hayatı, daha cazibeli hale gelebilmeli ve bunun için de çok daha az arabaya; ama daha fazla ve iyi bir “tren otobüs ve bisiklet kullanma altyapısına ihtiyaç duyulmalıdır.
- Dünyanın dört bir yanındaki çiftçiler; herkesi besleyebilen – sürdürülebilir-sağlıklı ve iklim dostu gıdalar üretebilirler. Bunun karşılığında; adil fiyatlara, toprağa ve tohumlara adil erişim elde etmelidirler.
- 2030 yılına kadar dünyamızın yüzde 30'u; doğa korunması altına alınarak, daha önce insan eliyle tahrip edilen alanların yarısı, tekrar doğaya kazandırılmalı ve bununla 700 milyar dolarlık uluslararası fon açığı kapatılmalıdır. G7 ülkeleri; bu yıl kabul edilecek biyolojik çeşitliliğin korunmasına ilişkin küresel olarak bağlayıcı bir anlaşmanın temel taşını atmalıdırlar. Yerli, indigen toplumların yaşamına saygı duymak ve bundan etkilenenleri buna dahil etmek çok önemlidir.
Daha fazla adalet yaratın!
Korona salgını; insanların küresel krizlerden ne kadar “eşitsiz şekilde” etkilendiğini bize bir kez daha gösterdi: 160 milyondan fazla insan, bunun sonucu ek olarak yoksulluğa düşerken, en zengin on milyarderin serveti, ikiye katlandı. Bugün dünya çapında 800 milyondan fazla insan açlıktan ölmektedir. Aşılara ve iyi sağlık hizmetlerine erişim, eşit olarak değil, adaletsiz bir şekilde dağıtılmaktadır. Daha önceleri acı çekenler, zaten daha önce de ellerinde avuçlarında hiçbir şeyleri olmayanlardır. Ukrayna savaşıyla birlikte gıda fiyatları muazzam bir şekilde yükseliyor, bu da dünyanın en yoksullarını vuruyor ve açlığı artırıyor. Diğer taraftan, halkın yiyecek tabaklarına katkı yerine; besin maddeleri, tanklar içindekileri besliyor.
Bugüne kadar da yoksulluk ve açlıkla mücadele, G7 zirvelerinin sıkça gündemindeydi. Ama bunlar sadece lafta kalmaktaydı. Ama biz artık bunu değiştirmek istiyoruz. G7 ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları, artık buna bir el atarak:
- “zengin ve fakir arasındaki uçurum kapansın. Zenginler ve şirket sahipleri tutarlı bir şekilde vergilendirilsin ve tüm -vergi kaçırma cennetleri- kapatılsın” demeli.
- “Açlık ve yoksullukla kararlı bir şekilde mücadele edilsin. G7 ülkeleri, gayri safi milli gelirin en az yüzde 0,7'sini kalkınma işbirliğine ve insani yardımlara harcasın, akut borç krizinde yaşayan ülkelere kapsamlı borç indirimi sağlansın ve bir eylem planıyla dünyadaki açlığa son verilsin” demeli, diyebilmeli.
- “Tüm insanlar, örneğin sonunda patent korunmaları kaldırılarak; hayat kurtaran aşılara ve ilaçlara erişebilsin”
- “Ticaret ve yatırım yapma anlaşmalı şirketler; yalnızca haklara değil; aynı zamanda yüksek sosyal ve ekolojik standartlı yükümlülüklere de sahip olmalı, kendilerine ait küresel tedarik zincirlerinde; ” insan haklarına ve çevre düzenlemelerine “riayet etmeli ve bir zarar durumunda, bunlardan sorumlu olmalıdırlar.” denmelidir.
Bu talepler altında biz; 25 Haziran Cumartesi günü, on binlerce insanla beraber Münih'te barışçıl bir eylemle, sokaklara çıkarak, G7 ülkelerinin, farklı bir politikaya geçmesi için, toplumsal tepki vereceğiz. Bu gösteri, Elmau'daki G7 zirvesini çevreleyen çeşitli protestoların da bir parçası olacaktır.